BASF Türkiye, çok uzun bir süredir ülkemizde faaliyet gösteriyor ve yenilikçilik, sürdürülebilirlik, girişimcilik alanlarında öncü rol oynuyor. İstanbul’da kurulan İnovasyon Merkezi ile global başarısının temel taşlarından biri olan “inovasyon” yaklaşımını ülkemize taşıyan BASF, çeşitli sektörlerde çığır açan çözümler sunmaya devam ediyor. BASF Türkiye sadece kimya sektöründe değil, aynı zamanda sürdürülebilir kalkınma ve çevresel sorumluluk alanlarında da yenilikçi adımlar atıyor. Bu röportajda, BASF Türkiye İnovasyon Merkezi Genel Müdürü Mübahat Akın ile BASF Türkiye’nin vizyonunu, inovasyon ve sürdürülebilirlik odaklı çalışmalarını, ve Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminin nasıl şekillendirildiğini derinlemesine ele alıyoruz.
Sizi ve kurumunuzu tanıyabilir miyiz?
Tarsus Amerikan Lisesi‘nin ardından İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Eczacıbaşı Baxter’da iki yıl çalıştıktan sonra İngiltere’de Imperial College’da yüksek öğrenimini tamamladım. Satış Müdürü olarak başladığım BASF’de 19 yıl boyunca otomotiv, rafineri, deterjan, tekstil, boya, yapıştırıcı ve ambalaj gibi bir çok farklı iş biriminde çeşitli ülkeleri kapsayan yöneticilik pozisyonlarında görev aldım. En son BASF Türkiye’de ve gelişmekte olan pazarlarda Sürdürülebilirlik ve Pazar Geliştirme çalışmalarını yönettikten sonra, bünyesinde yedi farklı iş birimine ev sahipliği yapan İnovasyon Merkezi’nin Genel Müdürlüğü görevini üstlendim.
BASF Türkiye olarak, ülkemizde 140 yılı aşkın süredir faaliyet gösteriyoruz. 2020 yılında BASF’nin globalde sayılı olan İnovasyon Merkezlerinden birisini de İstanbul’a kurduk. Böylece, şirketimizin DNA’sında yer alan ve dünyadaki başarısının temeli olan “inovasyon” yaklaşımını, ülkemize de resmi olarak getirdik.
BASF Türkiye İnovasyon Merkezimizde, bölgemizin coğrafi ve kültürel özelliklerini gözeterek yerel ihtiyaçlara yönelik çözümler geliştiriyoruz. Ürün çeşitliliğimiz sayesinde birçok farklı sektördeki müşterilerimize hizmet veriyoruz. Merkezimizde 9 uygulama laboratuvarı bulunuyor. Gıda Çözümleri, Tohum Çözümleri, Evsel Bakım ve Endüstriyel Temizlik, Kişisel Bakım, Bebek Bakım, Mühendislik Plastikleri, Poliüretan, Otomotiv Yenileme Boyaları ve İnşaat ve Endüstriyel Boyalar alanlarında yeni çözümler üretiyoruz. Türkiye ile birlikte Ortadoğu ve Afrika gibi bölgelerdeki müşterilerimiz için de konsept ürün geliştiriyor, formülasyon çalışıyoruz. Dijital çözümlerimiz, teknik altyapımız ve bilgi birikimimiz ile hedefimiz kimyanın olduğu tüm sektörlerde inovasyonu güçlendirmek.
Globalde girişimcilik ve inovasyon ile ilgili ne tür çalışmalar yapıyorsunuz, odak alanlarınız neler?
Global çalışmalarımızdan bahsedecek olursak, inovasyon stratejimizin önemli bir unsuru olan ve “BASF ve Kimya Endüstrisi için Değişimi Katalizleme” mottosuyla yola koyulan Venture Capital şirketimiz ile beraber; 2001 yılından bu yana dünya çapında genç, hızla büyüyen şirketlere ve ilgili olduğumuz fonlara yatırım yapıyoruz. Yatırımlarımızla Dekarbonizasyon, Döngüsel Ekonomi, Tarım Teknolojileri, Biyoteknoloji, Yeni Malzemeler, Dijitalizasyon gibi iş modelleri alanlarına odaklanıyoruz. Ekosistemi, şirketimizin küresel araştırma kabiliyeti, iş ortaklıkları ve müşteri ağı etkileşimleriyle destekliyoruz.
BASF Venture Capital olarak yatırımlarımızı uluslararası düzeyde yapıyoruz. Yatırımlarımızda odak alanlarımızın çeşitliliğine önem verdiğimiz gibi, bölgesel çeşitliliğe de oldukça önem veriyoruz. BASF Venture Capital, yedi farklı ülkede bulunan lokasyonları sayesinde global potansiyelin farkında ve daha da geniş bir yatırım ağı oluşturmak için her geçen gün daha fazlasını ortaya koyuyor. Stratejik bir yatırımcı olarak, ilgimiz kısa vadeli finansal başarının çok daha ötesinde yer alıyor. Uzun vadeli hedefimiz, teknik çözümlerin, ürünlerin ve hizmetlerin ortak geliştirilmesi, böylelikle kimya endüstrisine, topluma ve çevreye değer kazandırılmasıdır.
Türkiye’deki çalışmalarınıza da örnekler verebilir misiniz?
BASF Türkiye çeşitli endüstriyel sektörde inovatif çözümler geliştirilen uygulama laboratuvarlarımızda, çalışanlarımız girişimci bir ruhla yerel müşterilerimiz için özel çözümler üretiyor. Kimya endüstrisinin sınırsız olanakları ve çalışanlarımızın cesur yaklaşımları sayesinde sürdürülebilir ve yenilikçi çözümler geliştiriyor, kimya sektöründe yol gösterici oluyoruz. Vizyonumuzu ve bilgi birikimimizi etkileşimde bulunduğumuz tüm iş partnerlerimiz ve girişimcilik ekosistemine aktarmaktan mutlu oluyoruz.
BASF olarak, globalde Ar-Ge çalışmalarımızı geleceğin ihtiyaçlarına göre şekillendiriyoruz. Örneğin iklim koruma geleceğin en önemli sorunlarından biri. Biz de Ar-Ge bütçemizin önemli bir kısmını iklim koruma hedefiyle harcıyoruz. Dünyadaki trendleri, birçok sektörde kullanılabilecek sürdürülebilir ürün ve çözümleri, genel sürdürülebilirlik stratejimizi paylaşarak bu ekosistemin gelişmesine katkı sağlıyoruz. Özellikle sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden 17.si olan “amaçlar için ortaklıklar” maddesinin önemi gittikçe artıyor. Artık sorunlara kimse tek başına çözüm bulamıyor ve çözüme ulaşmak için iş birlikleri oluşturmak gerekiyor.
BASF Türkiye olarak mentörlük veya münferit bilgi/vizyon paylaşımı talep eden girişimcilerle, öğrencilerle bir arada olmayı çok değerli buluyoruz. Bununla birlikte kadın girişimci ve yatırımcıların bir araya geldiği Arya Kadın Yatırım Platformu’nun faaliyetlerine katılmak dakarşılıklı ufuk açıcı bir deneyim sağlıyor. Ayrıca, Türkiye’de 2017 yılından beri en kapsamlı erken aşama girişimcilik programlarından biri olan ve TÜSİAD’ın ev sahipliğinde düzenlenen Bu Gençlikte İş Var Projesi’ne de BASF Türkiye olarak destek veriyoruz.
Kurumunuzda çalışanlarınızın girişimcilik veya inovasyon kapasitesini artırmaya yönelik çalışmalar yürütüyor musunuz? Bize projelerinizden bahsedebilir misiniz?
BASF Türkiye özelinde, global şirket değerlerimizden olan “girişimcilik” yaklaşımını geçtiğimiz senelerde “Kurum içi girişimcilik” platformumuza taşıdık ve çalışma arkadaşlarımızın profesyonel çalışmalarıyla, ticari ve sosyal girişimcilik alanlarında projeler geliştirildi. Özellikle kendi kurumsal ihtiyaçlarımıza yönelik çözümleri inşa etmek, kimya sektörü gibi oldukça uzmanlık gerektiren bir sektörde bizlere büyük bir avantaj sağlıyor.
Globalde ise, şirketimiz için inkübatör görevi üstlenen Chemovator oluşumumuz ile, kimya ve ilgili endüstrilerin geleceğini şekillendiriyoruz. Sürdürülebilirlik, inovasyon ve endüstrinin gelecekteki gücünde etki yaratmak için derin teknoloji girişimlerine ve yenilikçi malzemelere yatırım yapıyoruz.
Sizce Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminin gelişimi için neler yapılmalı?
Türkiye’nin girişimcilik ekosisteminin daha da gelişmesi için çok yönlü bir yaklaşım gereklidir. Öncelikle, girişimcilerin bilgi ve becerilerini artırmak amacıyla geniş kapsamlı eğitim programları ve destek mekanizmaları sağlanmalıdır. Uluslararası düzeyde Ar-Ge ve inovasyona değer veren bir şirketin temsilcisi olarak, bizim gibi değerli bilgi birikimine sahip şirketlerin girişimcilerle daha yakın ilişkiler kurmasının, bilgi ve deneyimlerini paylaşmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Devletin desteğiyle girişimcilere sunulan fırsatların artması, kuluçka merkezleri ve hızlandırma programları ile globale açılabilecekleri fırsatların artırılması değerli olacaktır. Bu programların, üniversitelerden özel sektöre kadar geniş bir yelpazede sunulmasıyla, girişimcilerin donanımlarının artması sağlanabilir. Bununla birlikte, girişimcilik bilincinin üniversite ve hatta lise düzeyinde bir eğitim programı olarak sunulması, gençlerin bu bakış açısıyla kendilerini geliştirmesini ve daha emin adımlarla ekosisteme adım atmalarını sağlayacaktır.