Hızla gelişen teknoloji ve oluşan yeni nesil iş modellerinin sağladığı yüksek rekabet ortamı nedeniyle, sektör farkı gözetmeksizin kurumların pazarda sahip oldukları pozisyonu ve hatta varlıklarını koruması giderek zorlaşıyor. 2000 yılından bu yana Fortune 500’de yer alan şirketlerin %52’si bugün artık yaşamıyor ve Innosight’ın araştırmasına göre ise S&P 500’de yer alan şirketlerin %75’i 2027’de değişmiş olacak.
Şirketler büyüdükçe dönüşüm zorlayıcı bir hal alır ve değişikliklere uyum sağlama konusunda genellikle yavaş kalırlar, bunun sonucu olarak da yeniliklerden ziyade yalnızca mevcut faaliyet alanlarıyla ilgili konulara yatırımlar yaparlar. Bu kısır döngü nedeniyle, yolun başında sahip olunan başarılı ürün ve hizmetler artık fark yaratan değil doygunluğa ulaşmış bir hale evrilir ve kaçınılmaz son artık yakındır. Hayatlarına yeni başlayan genç, çevik ve dinamik rakipler yeniyi üretmede ve eskimiş olanı yeniden tasarlamada mahirdir, bunu yaparken sahip oldukları en önemli silah ise yeni teknolojileri daha esnek olarak kullanabilmeleridir. Globalleşme, dijital devrim ve hızla artan mobilite sayesinde beklentileri her geçen gün gideren yükselen müşterileri memnun etmenin yolu ise tam olarak buradan geçmektedir.
Bu dramatik tablo ile birlikte son dönemin parlayan yıldızlarından biri kuşkusuz “inovasyon” oldu ve özellikle büyük ölçekli işletmelerin çoğu gündemlerine kurumsal inovasyonu almaya başladı. İnovasyon, önemli iyileştirmelere veya değişikliklere yol açan yeni fikirlerin, ürünlerin, hizmetlerin, süreçlerin veya yöntemlerin yaratılması ve uygulanması sürecini ifade eder. Mevcut zorlukların üstesinden gelmek veya gelişen ihtiyaç ve talepleri karşılamak için yeni ve katma değerli çözümler sunmakla ilgilidir. Deloitte’a göre şirketlerin üçte ikisi büyümek veya rakiplerinden farklılaşmak için, yarısı ise müşteri ihtiyaçlarını karşılamak için inovasyon yaptığını ifade etmektedir. Bu istatistik pozitif bir algı oluştursa da Harvard Business Review araştırması piyasaya sunulan yeni ürünlerin %95’inin günün sonunda başarısızlıkla sonuçlandığını gösteriyor. Bu durumun temel nedenleri, ürünler piyasaya sürülürken müşteri ihtiyaçlarının ve henüz ortaya çıkmamış gizli beklentilerinin dikkate alınmaması ve organizasyondaki empati eksikliği olarak ifade edilmektedir.
Kurumsal inovasyonun başarıya ulaşabilmesi için, hayata geçiş sürecinin bilinçli ve iyi bir şekilde tasarlanarak çeşitli kolaylıkların sunulduğu bir ortama ve prosedürlere ihtiyaç duyulur, bu sistematiğin tamamı ise kurumun inovasyon stratejisini oluşturur. Rekabet avantajı yaratmak ve geleceğe yönelik planlamayı çok daha etkin bir hale getirmek isteyen her kurum için güçlü bir inovasyon kültürü oluşturmak stratejinin temel unsurudur. Buna zemin hazırlamak için organizasyondaki tüm paydaşların ulaşılmak istenen hedeflerden haberdar olması ve bunları özümsemesi beklenir. Ayrıca pazarın dinamikleri, rakiplerin aktif faaliyetleri ve son trendler mercek altına alınmalı ve gelişmeler yakından takip edilmelidir.
Bu zorlu yolculuğa çıkılmadan önce aşağıdaki soruların yanıtları mutlaka net olarak verilmiş olmalıdır:
- Kurumun mevcut inovasyon yetkinlikleri neler?
- Kurumun ihtiyacı olan değer önerisi nedir?
- Üst yönetim inovasyon stratejisini hayata geçirmeye ne kadar istekli?
- Stratejinin hayata geçirilmesi için hangi kaynaklar kullanılacak?
PwC tarafından yürütülen araştırmaya üst düzey yöneticiler inovasyona sırf eğlence olsun diye yatırım yapmadıklarını açıkça ifade etseler de %54’ü inovasyon stratejisini iş stratejisiyle uyumlu hale getirmekte zorlandıklarını ve %72’si inovasyonda rakiplerinin önüne geçemediklerini belirtiyor. Bunun en büyük nedenleri arasında kurumsal strateji ile inovasyon stratejisi arasında güçlü paralellikler bulmakta zorlanıldığı gösterilmekte. Birçok kurumun inovasyon süreci, stratejilere odaklanmak yerine rastgele fikir üretmeye yönelik olarak tasarlanmıştır. Yalnızca bütçe ayırarak sistemsiz ve rastgele inovasyon yapmaya çalışmak, mutlak bir başarısızlığı beraberinde getirecektir. Oluşturulacak sağlam bir strateji ile yürütülen inovasyon faaliyetlerinin başarısının ölçülebilir hale getirilmesi için metrikler belirlenmiş ve ISO 56002 İnovasyon Yönetim Sistemi’nde de detaylandırılan, sürdürülebilir bir inovasyon sistematiği elde edilmiş olacaktır. Doğru inovasyon stratejisine sahip olunduğunda; yeni fikirlerin üretilmesi, değerlendirilmesi, geliştirilmesi ve uygulanması için uygun zemin oluşacak, çıktıların başarım oranlarında gözle görülür bir artış elde edilecektir.
Kurumlarda inovasyon yaratmada farklı stratejiler uygulanabilir; merkezi bir ekip tarafından yürütülen veya hayata geçirilmesi kurum geneline yayılmış olan, paydaşlardan toplanan fiili ihtiyaçların dikkate alındığı veya iç görülerin ihtiyaç gerçekleşmeden önce toplandığı, fikirlerin tabandan elde edildiği veya üst yönetim tarafından sağlandığı, yalnızca kurum içinde kalan veya kurum dışına da açılmayı sağlayan yöntemler mevcuttur. Yönteme karar verme aşamasında kullanılacak en önemli girdiler ise kurumun sahip olduğu kültür ve dinamiklerdir, aksi takdirde idealize edilmeye çalışılan fakat işletiminde sorunlar yaşanan bir süreç ortaya çıkar. Her büyük organizasyonel faaliyette olduğu gibi burada da insan en önemli faktördür, kurumun çalışma biçimini değiştirmek belirsizlik yaratabilir ve işleri yeni bir şekilde yürütmeye çalışmak eski yöntemle başarı elde eden kitleyi rahatsız edebilir. Kurumsal inovasyon stratejisi planlanmaya başlandığında, bu stratejinin iş hedeflerini güçlendirmesi gerekir ve bunun tersi de geçerlidir. İster müşteri memnuniyetinin artırılması, isterse yenilikçi süreçler elde edilmesi amaçlansın hayata geçirilecek inovasyonun çözmeye yardımcı olacağı ve önceden tanımlanmış zorluklar bulunmalıdır. Yatırımlarının nihai faydasının şirketlerini uzun vadede ayakta tutmak ve büyütmek olduğu düşünüldüğünde, belirlenen hedeflerin araba satışlarını artırmak olduğu bir ortamda hızlı giden bisikletler üretmek için yapılacak inovasyonun fayda sağlamayacağı aşikardır. Unutmamak gerekir ki, yapısal olmayan ve elde edilecek çıktıların net olarak ortaya konulmadığı bir inovasyon süreci, yalnızca kusurlu ürünler üretilmesine ve kaynakların israfına yol açacaktır.
Mustafa Ulus
*Bu yazı, Gelecek Vaadeden Girişimler kitabından alınmıştır. Kitaba ulaşmak için: https://optimistkitap.com/kitap/gelecek-vadeden-girisimler/