Navlungo’nun girişim hikayesinden bahsedebilir misiniz?
Navlungo’yu 4 arkadaşım ile 2017 yılında aynı kurumda çalışırken kurduk. Şirketimizin kurum içi inovasyon programı sayesinde bir araya geldik. Hepimizin lojistik alanında çeşitli deneyimlerimiz bulunuyordu. Hepimiz sektörde kargo ve konteyner satın alma süreçlerinin zor ve zahmetli olduğunun farkındaydık. Tüm sektörlerde olduğu gibi insansız, basit ‘‘uçak ve tren bileti alır gibi’’ lojistik hizmeti satın alma alışkanlıklarının gelişeceğini fark ettik. Proje fikrimizi geliştirmeye başladığımız dönemde TÜBİTAK tarafından da 1512 proje ödülüne layık görüldük. Proje fikrine inanıp Navlungo’yu hayata geçirdik.
Navlungo’yu kısaca okuyucularımıza tanıtır mısınız?
Türkiye’nin ilk dijital lojistik firması olarak faaliyet gösteriyoruz. Teknoloji temelli lojistik operasyon merkezi olarak hizmet veriyoruz. Amacımızı lojistik, gümrük ve kargo süreçlerinde özellikle büyük, küçük tüm işletmelere kesintisiz bir hizmet vermek olarak açıklıyoruz.
Odaklandığımız en büyük nokta e-ihracat. Birkaç tıklama ile yurt dışına ürün satan müşterilerimizin uluslararası online mağazalar ile bağlantısı varsa kendi sitelerinden kargo süreçlerini baştan aşağıya yönetmelerini sağlıyoruz. Bunun yanı sıra platformumuz üzerinden 3 binden fazla rotadan oluşan yüzlerce taşıyıcıdan alınan teklifleri sunuyor ve ihtiyaca göre sınıflandırıp 1 dakika içinde satın alınabilir hale getiriyoruz.
Navlungo olarak lojistik sektörüne sunduğunuz faydadan bahsedebilir misiniz?
Pandemi dönemi boyunca e-ticaret ve e-ihracat gibi iki önemli alanda yaşanan gelişmeler başta olmak üzere lojistik sektörünü olumsuz etkiledi. Bunun yanında sektöre kendini geliştirmesi için birçok fırsat sundu. Navlungo olarak bu zorlu ve fırsat dolu dönemde çeşitli krizlere mahal vermeden çalışmalarımızı hızla sürdürmeye devam ettik. Navlungo olarak kargo ve navlun satın alma süreçlerini online sistemlere taşıyarak müşterilerimizin ihtiyaçlarına hızla cevap veriyoruz. Ayrıca müşterilerimize sunduğumuz tüm hizmetlerde büyük bir zaman tasarrufu sağlayarak onlara farklı teklifleri karşılaştırma imkanı sunuyoruz. Dolayısıyla yüksek kalitede sunduğumuz planlama ve gönderi takip imkanlarıyla birlikte müşterilerimizin işlerini katma değerli bir iş modeline çeviriyoruz.
Kurulduğunuz günden itibaren ne kadar bir büyüme kaydettiniz?
Kurulduğumuz günden bu yana yaklaşık olarak beş kat büyüdük. Geçen yıla oranla büyüme oranımız ise yaklaşık dört kat oldu. Bugüne kadar 130 farklı ülkeye Navlungo üzerinden 200 bin taşıma gerçekleştirmiş bulunuyoruz. 3 bin 500 firma e-ihracat için platformumuz Navlungo’yu tercih etti.
2021 yılı içerisinde gerçekleşen cironuz nedir? Yıl sonundaki ciro hedefleriniz neler?
Öncelikle Türkiye’nin e-ticaret hacminin 2021 yılı sonunda ortalama 250 milyar liraya yükselmesini bekliyoruz. Son rakamlara baktığımızda ise Navlungo aracılığı ile gerçekleştirilen e-ihracatımız eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 400artışla, 450 bin dolar olarak gerçekleşti. Navlungo olarak bu artış ivmemizi yıl sonuna kadar devam ettirerek yılı yüzde 250 büyüme hedefiyle kapatmayı planlıyoruz. 2021 yılını ise 8 milyon Euro ciro ile kapatmayı hedefliyoruz.
Yatırımlarınız hakkında bilgi verir misiniz?
Girişimimizi kurduğumuz ilk yıllarda katıldığımız TÜBİTAK 1512 projesi ödülünü alarak 250 bin TL yatırım aldık. Bir süre sonra da 25 milyon TL değerleme üzerinden iyi bir yatırım alarak büyümeye devam ettik. Önümüzdeki dönemde, büyüme hızımızla birlikte yeni yatırımlar alarak global pazara açılacağız.
Önümüzdeki dönemde gerçekleştirmeyi planladığınız hedeflerinizden bahsedebilir misiniz?
En önemli hedefimiz e-ihracat yapan büyük-küçük her işletmeye ulaşarak, saatler süren teklif alma süreçlerini dijitalleştirerek kolay teklif alabilmelerini, zamandan tasarruf etmeleri sağlamak ve bu kapsamda gerekli adımları atmak. Bu yıl şubeleşme ve depo alanlarımızı çoğaltmayı planlıyoruz. Bu kapsamda da İstanbul genel merkezimiz ve Bursa şubemiz sonrasında üçüncü şubemizi Gaziantep’te açtık. Her ne kadar online bir hizmet sunuyor olsak da bu şubeleşme çalışmaları ile ihracatçıların yüklerinin kapıdan alımını yaparak depo hacmimizle daha fazla müşteriye hizmet vermeyi amaçlıyoruz. Gelecek yıl içerisinde de İzmir, Denizli, Ankara ve Kayseri ile devam ederek ofis ve depo yatırımlarımızı artıracağız. Ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Katar, sonrasında ise Suudi Arabistan ve Rusya öncelikli dış hedef pazarlarımızda da şube ve depo planlarımız bulunuyor. Ayrıca 2023 sonuna kadar istihdamımızı 100 kişiye ulaştırmayı hedefliyoruz.
Türkiye girişimcilik ekosistemi hakkında ne düşünüyorsunuz? Önümüzdeki süreçte sizce hangi alanlarda faal olan girişimler ilgi çekecek?
Girişimcilik, özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için büyük önem taşıyor. Bence artık ülkemiz de girişimcilik ekosistemlerinin ekonomileri için ne kadar önemli olduğunun farkında. Ufak bir fikirden milyon dolarlık kazançlar sağlanması hem girişim sahipleri hem de ülkemiz için olumlu sonuçlar doğuruyor. Bu durum teknoloji üzerinde kaydedildiğinde, gelişmiş ülkelerle rekabeti de mümkün hale geliyor. Fakat hala yılda ortalama 100 farklı girişime yaklaşık 59 milyon dolar yatırım yapılan Türkiye, Avrupa’da yatırım miktarı bakımından 21. ülke konumunda bulunuyor. Kişi başına düşen yatırım miktarlarında ise listeye ancak 48. sıradan girebiliyoruz. Bu farkındalığın artıp daha fazla yatırımcının ve girişimcinin bu alanda yönlendirilmesi gerekiyor.
Pazarı iyi okuyan ve fırsatları değerlendirmeyi iyi bilen her girişim, düşük sermayelerle hayata geçirilip sonunda büyük kazançlar elde edebilir. Pandemi ile birlikte bizim de içinde bulunduğumuz mobilite ve lojistik start-up firmalarına olan ilgi arttı bizler lojistik start-up alanında Türkiye’de ilk olduğumuz için bunun avantajını kullanıyoruz. Bunun yanında iyi ekiplerin ve iş modellerinin olduğu girişimler normalden fazla ilgi görüyor.
